Lev Tolstoy'un Kızı Ermeni Vahşeti Hakkında Belgeseli Yabancı Basında

Lev Tolstoy'un Kızı Ermeni Vahşeti Hakkında Belgeseli Yabancı Basında

 

Devlet Tercüme Merkezi Ermeni vandallarının 1915 yılında Türkiyenin Van şehrinde sivil halka karşı yaptığı katliamların tanığı olmuş Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy’un kızı-yazar-gazeteci Aleksandra Tolstoyanın gördüklerini içeren “Lev Tolstoy’un Kızı Ermeni Vahşeti Hakkında” video hazırladı. Türk, Rus, İngiliz, Alman, Arap, Fransız ve İspanyolcaya çevrilmiş yazı ilgili basın kurumları, internet siteleri ve sefirliklere gönderilecektir.

 

 

Lev Tolstoy’un Kızı Ermeni Vahşeti Hakkında

Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy’un küçük kızı Aleksandra Tolstoya(1884-1979) ünlü Yasnaya Polyana müzesinin ve Tolstoy vakfının kurucusu gibi ve sanatsal, gazeteci yazılarıyla tanınmakta.

1915’te Aleksandra Rusiya İmparatorluğunun temsilcisi olarak Kızıl Haç Örgütü hattıyla Türkiye’nin Van şehrine gönderildi ve Ermeni çetelerinin yaptıkları vahşetin tanığı oldu, gördüklerini not aldı.

“Yerle bir olmuş Van şehri…Biz gelene kadar burada Ermeniler ve Türkler arasında acımasız savaş vuku olmuştu.

Türkler Ermenilerce işgal edilmiş kaleni kuşatmıştı. Ermeniler kaleyi savunmak için hunharca savaşıyor, kadınları gece gündüz Türkleri öldürmek için kurşun hazırlıyordu. Onlar fazla dayanamazlardı, yemekleri, silahları, barutları bitmek üzereydi. Bizim Kazak birlikleri zamanında yardıma gelmeseydi, kesin teslim olacaklardı. Her iki taraftan epey insan öldü, kanlı savaşlar oldu. Ölenlerin cesetlerini göle atıyorlardı...

Tahminen 1000 kişi Türk askeri Van’ı terk edemediğinden esir düştü”.

“Ermeniler sehrin Türkler yaşayan bölgelerini ateşe veriyorlardı, kil yapılar tutuşmadığı için onları tek tek kundaklıyorlardı”.

“Ben burada yapacağım işlerle ilgili bilgilendirilmiştim...

İki büyük okul binası, geniş odaları bomboştur, ne yatak, ne sandalye vardır. Yerde üzerlerine bez atılmış cansız cesetler. Türklerdir...erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler, çocuklar...

Bebeklerin inlemesi, çığlıkları,sayıklamaları...Bazılarının yüzünde şübheli lekeler vardır.

Bu ne ? Cüzzam mı?..

Kirli, zayıf eller bize taraf uzanmakta...Kadınlar ağlayarak:

Hanımefendi, hanımefendi!çığlıklarıyla  yalvararak  bizden  imdat diliyorlardı...

Bir köşeye çökmüş, kolları sanki bir cesetin kolları gibi iki yanına sarkmış bir kadını gördüm. Onun kısık sesli iniltisini zorla duyuyordum...

Benim meraklı bakışlarıma adeta cevap olarak Mister Yarrow[1] bu durumu şöyle açıkladı:

-Onun kollarını çekerek yerinden çıkarmışlar.

-Bunu kim yapmış? Neden?

-Ermenilerle çatışma sırasında...

-Ermeniler mi yapmış? Neden onlar zavallı bir kadına böyle işkence etmiş?-hayretle sordum.-Fakat gazetelerden okuduğuma göre burada  vahşilikleri yapan, Ermeniler’i katleden Türklerdi. Hiçbir şey anlamıyorum...                               

Her iki taraftan insanlar öldürülmüş. Hali ile bu savaştır. Türklerle Ermenilerin düşmanlığı asırlarca sürmekte. Yalnız burada – Van’da biz Ermenilerin, insanlığın yüz karası olan vahşiliklerine tanık olduk. Ermeniler kadınların göğüslerini kesiyor, kollarını, ellerini yerinden  çıkarıyor , bacaklarını kırıyorlardı... Bu  insanlık dışı vahşeti, bu masum, zavallı, mağdur insanları ben kendi gözlerimle gördüm.”

 

DİĞER MAKALELER