Ukrayna Yazarı Bakü’yü Yazdı

Ukrayna Yazarı Bakü’yü Yazdı

Bu günlerde Azerbaycan Tercüme Merkezinin daveti üzerine Bakü’ye gelmiş Ukrayna yazarları Vladimir Danilenko ve Nikolay Homiç Vatana döndükten sonra geziyle ilgili düşüncelerini Ukrayna okurlarıyla paylaştılar. V.Danilenko’nun “Bakü Duygusu” adlı yazısını okurlara sunuyoruz.

Bakü Duygusu

Benim “Günbatımı Işığında” ve Nikolay Homiç’in “Mabedin Gizemi” kitaplarını Azerbaycan dilinde yayımlamış Azerbaycan Tercüme Merkezinin davetiyle tanıtım etkinliğine gittiğimiz dört günlük Bakü gezisi sırasında bu Odlar Yurdunun güzelliğini tüm muazzamlığıyla hissettik.

Kocaman petrol ve doğalgaz yatakları, ireli görüşlü devlet politikası Sovyetler Birliğinin çöküşü sonrası Azerbaycan’ı Kafkasların lider ülkesine dönüştürdü.

Modern Bakü dört önemli yönün – Orta Çağ, Rusya İmparatorluğu, Sovyet ve bağımsızlık dönemi mimarisini yansıtan refah Avrupa başkenti görüntüsünü oluşturuyor.

İşte biz taş dizilmiş daracık sokaklarında dolaştığımız İçşehirde’yiz. Evler birbirine o kadar yakın ki sanki elini uzatsan o birine dokunacakmış gibi. Turistler burasını çok seviyorlar. Sovyet döneminde burada çok sayıda ünlü filimler çevrilmiş.  

Burada erkekler görüşürken Doğululara özgü sıcaklıkla öpüşüp kucaklaşırlar. Kadınlarsa bir kibarlık simgesiler.

Bakü mimarlık medeniyeti Batı’yla Doğu’nun sentezini birleştirmektedir. Modern binalar, sanki Bakü’nün incisidir. Hayallerini gerçekleştirmek için burada Fars kökenli Britanya mimarı öncü Zaha Hadid, Avusturyalı Frans Yants gibi dünyaca ünlü mimarlar çalışmışlar. Haydar Aliyev adına Havaalanı, muazzam Alev Kuleleri, Haydar Aliyev Merkezi, Halı Müzesi, Bakü Kristal salonu vs. gibi eşsiz yapılı yapıtlar insanı güzelliği ve orijinalliğiyle insanı büyülüyor.

Toplu kültürünü anlatırken Türkiye’nin Azerbaycan’a büyük etkisini de belirtmeliyiz. Bu iki ülke halkı aynı dili konuşuyor, diyebiliriz. Bu yüzden de Türkiye devleti ve onun kültür burada yabancı değildir. Onlar kendilerini bir millet, iki devlet olarak tanıtıyorlar. Aynı yaklaşımı ben Kişinev’de Roman – Moldavan birliğinde gördüm. Geçen yüzyılın 30’lu yıllarına kadar Azerbaycanlıların kimliklerinde uyruklarının Türk yazıldığını da belirtmem gerekir…

…Ukrayna – Borispol Havaalanına inişten epey geçse de, henüz Bakü düşüncelerinden ayrılamadım. Yolcuları Kiev’e götüren otobüs şoförünün “valizlerinizi buraya bırakın” deyişi sonrası nerde olduğumu hatırlayıp, ucuz ve dar öğrenci yurduna benzer havaalanına, yamalı asfalta, zevksiz binalara bakıyorum… Evet, galiba eve varmışız. Kiev Bakü’den sonra bana çok fakir ve sönük görünüyor. Fakat vatanı Ukrayna’ya dönen insanların gözlerindeki gülümseyiş burada hiç de her şeyin kaybedilmediğinin habercisidir…   

Evet, bizim petrolümüz, doğalgazımız olmasa da, zeki, çalışkan ve yarınlarına inanan insanlarımız var. Ve bu tek yatırım burada daha her şeyin kaybedilmediğine umut veriyor.

 

 

Galeri

DİĞER MAKALELER