18 Ekim 1991 yılında Azerbaycan tekrar bağımsızlığını elde ettikten sonra  onun kaybedilmesi tehlikesiyle yüzleşti. Ülkede sosyal hayatın bütün alanlarında varolan gerginlik 1193 senesinin Haziran`ında zirveye ulaştı, anarşi her tarafı kapsadı.  Orduda da durum kötüleşti. Ermeni tecavüzü gittikçe daha geniş çapta çoğalıyordu. Ülkede hakimiyete sahip olmak için ayrı ayrı şahıslar ve gruplar arasında çatışma devam ediyordu. 1992 senesinde hakimiyete gelmiş Halk Cephesi ilk günden itibaren beceriksizliği ile ülkeyi idare edemeyeceğini halka gösterdi. 1991-1993 senedinde ülkemizin çağdaş tarihine başına buyrukluk, avantürist deneme süreçleri dönemi olarak yazıldı. 1993 senesinin yazında vatandaş savaşı boyutuna kadar yükselmiş, çatışma sadece bağımsızlığımızı, hatta milli varlığımızı da tehlikeye sokmuştu. Azerbaycan topraklarının Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından sürekli işgalı, gittikçe gerginleşen siyasi durum, ahalinin ağır sosyal durumu ülkeyi bu belalardan kurtaracak, halkı peşinden götürmeyi beceren lidere ihtiyaç olduğu zarureti yaratmıştı. Toplumun bütün sınıfları emindi ki, bağımsızlığı yeni oluşturmuş ülkeyi düşdüğü bu ağır  durumdan çıkarmaya kadir şahsiyet Haydar Aliyev`dir. Aslında, bu, bütün halkın isteğiydi. Vatanın böyle ağır günde Haydar Aliyev`dir. Vatanın böyle zor gününde halk Azerbaycan`ın büyük oğlu Haydar Aliyev`i Nahçivan`dan Bakü`ye davet etti.  

Haydar Aliyev kısa zamanda Azerbaycan`da vatandaş savaşının karşısını alabildi ve bununla da ülkede yeni asrın başlangıcı konuldu. Milli Meclis`in 1193 senesi 15 Haziran`da yapılan toplantısında yapılan toplantısındakı konuşmasında Ulu Önder Azerbaycan`ın gelecek stratejisini ilan etti ve sonraki yıllarda onu gerçekleştirdi. Eğer bağımsızlığı kazanmak ilk şartsa, ikinci önemli konu  onu koruyarak geliştirmekti ve bu, Üiradesi sayesinde gerçeğe dönüştürdü. 1993 senesinde 3 Ekim`de Haydar Aliyev halkımızın büyük kısmı tarafından  Cumhurbaşkanı seçildi. Ulu önder bütün engellere ragmen ülkede sosyal-siyasi sabitliği sağladı. Dağılmakta olan, parçalanan, yok olma tehlikesinin bir adımlığında duran Azerbaycan`ın ekonomik ve siyasi özgürlüğünü sağlayarak vatanımızı dünyada söz sahibi olan ülkeye dönüşmüştü.

Bu önemli tarihi gün halkımızın yaddaşına Milli Kurtuluş Günü olarak yazıldı ve 1997 senesinden itibaren parlamentin kararıyla resmi bayram gibi kutlanmaya başladı.

Bugün elde edilen değerlerin  yardımıyla Ümummilli lider tarafından belirlenen siyasi kurs ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev`in bu siyasi kursu başarıyla devam ettirmesi gerçeği duruyor. Bunun sonucunda Azerbaycan dünyanın gelişmiş, modern, uluslararası çapta güngeçtikce ünlenen devletine dönüşmüş, muhteşem ekonomik başarılara imza atmıştır.