Eşsiz sesi, büyük yeteneği ve muazzam sanatçılığıyla Azerbaycan müziğini dünyaya tanıtan Reşit Behbudov kültürümüzün parlak yüzlerinden birisidir. Onun müzik ve sinema alanında yaptığı çalışmalar Azerbaycan kültürünün zengin aşamasını oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 18 Mart 2015 tarihli direktifiyle Azerbaycan kültürünün gelişmesi ve tanıtımında büyük hizmetleri bulunan sanatçının doğumunun 100. Yılı kutlanıyor.

Söylediği şarkılar, sahne ve ekranlarda can verdiği karakterler, temelini attığı Şarkı Tiyatrosu, bu bağlamda sosyal çalışmaları Reşit Behbudov'un sanatının, anlamlı hayat yolunun hep hatırlanacak sayfalarındandır.

Reşit Behbudov 14 Aralık 1915 yılında Tiflis'te Şuşa kökenli ses sanatçısı Macit Behbudov'un ailesinde doğru. Reşit daha okuldayken söylediği şarkılarıyla seviliyordu. 1933 yılında okulu bitirip Demiryolu meslek okuluna gitmiş. O dönemden başlayarak konserlere katılmış. Öğrencilerden oluşan Big Band orkestrasını kurmuş. Bu Gürcistan kültür hayatında bir yenilikti. Bu orkestrayla konser salonlarında, değişik etkinliklerde konserler vermiş. Aynı dönemde Reşit Behbudov Gürcistan vokal okulu kurucusu SSCB Halk Artisti David Anguladze'yle tanışıyor. Bu tanışma onun hayatını çok etkiliyor. Genç müzisyen D.Anguladze'nin provalarına katılıyor. Ondan opera sanatının inceliklerini öğreniyor. Bunun yanında, Gürcistan Opera ve Bale Tiyatrosu'nda koro solistliği yapıyor. 1935 yılından Tiflis Askeri Birliği müzik grubunda assolistlik yapıyor.

1944 yılında Reşit Behbudov Üzeyir Hacıbeyli'nin Arşın Mal Alan eserine dayanılarak çekilen filmde Asker rolüne davet alıyor. Bununla da sanatçının hayatında yeni bir dönem başlıyor. 1945 yılında vizyona giren filmin kahramanları SSCB Devlet Ödülü aldılar. Asker karakteri Reşit Behbudov sanatının yükselmesi için önemli bir basamak oldu. Bu filmden sonra onun sanatında yeni aşamalar, sayfalar açılmaya başladı. Maestro Niyazi ve besteci Tofig Guliyev sanatçıyı bu role çekilmeye zor ikna ettiklerini de belirtmek gerekir.

Bundan sonra bazı filmlere davet alan Reşit Behbudov üstün yeteneğini seyirciye ulaştırmayı başarmış. Şarkıcılık ve oyunculuk yeteneklerinin birleşmesini sanatçının oynadığı filmlerde daha net görebiliriz. 1955 yılında AzerbaycanFilm film stüdyosunda yapılan Bahtiyar, 1975 yılında yapılmış Bin Birinci Turne filmleri de buna örnektir.

1940 yılından film müziği alanında çalışmaya başlamış ünlü besteci Tofig Guliyev'in Bahtiyar filminin Reşit Behbudov sesinin ve sanatının, yeteneğinin tam açılmasında önemi büyüktü. Latif Saferov'un yönettiği filme Reşit Behbudov ve Tofig Guliyev'in işbirliği çok güzel şekilde yansımış. Filmde sanatçıyı değişik türlerde söylediği şarkılar yapıtın başarılı olmasında etkin oldu. Filmde seslenen Bakü Hakkında Şarkı, Zübeyde ve tango tempolu Sevgilim şarkıları sanatçının sahne başarısının göstergesidir.

Bakü'deki Şarkı Tiyatrosu büyük sanatçının gerçekleştirdiği en büyük projeydi. Bu projede şarkı sahne hayatına kavuşuyordu.

1968 yılında kurulan bu sanat mabedini sanatçı daha sonralar şöyle anlatacaktı: "İstiyordum, öylesine bir ekip kurayım ki halk müziğimiz, muğamlarımız, eski danslarımız, çağdaş koreografi, bestecilerin yazdığı enstrümantal, şan eserleri, pop, caz, milli geleneklerimiz bu ekipte konser zamanı bir araya gelsin. Seyirci birkaç saatlik konser sırasında Azerbaycan kültürüyle çok iyi tanışabilsin".

Büyük sanatçı eski Sovyet cumhuriyetleri yanında Arjantin, Bulgaristan, Belçika, Şili,  Çin, Etiyopya, Finlandiya, Hindistan, İran, Irak, İtalya, Mısır, Türkiye vs. ülkelere turneye gitti. Halk müziğimizin ve bestecilerimizin şarkılarının yurtdışında tanınmasına büyük hizmette bulundu. O gittiği ülkelere nağme dolu yüreğinde Azerbaycan'ı da götürdü hep.

Lale Azeri