Edebiyat Yalancı Tarihçilere Karşı – Ermeni Soykırımı Rusyalı Tanıkların Gözüyle

Edebiyat Yalancı Tarihçilere Karşı – Ermeni Soykırımı Rusyalı Tanıkların Gözüyle

Şirin Manafov

1916 yılı olaylarının tanığı olan Rusyalı yazar soykırıma ait mitleri ifşa etmekte. 2013 yılının haziran ayında, Kultura televizyon kanalında yayımlanan Türk Marşı programında, Moskova Üniversitesine bağlı Afrika ve Asya Enstitüsü Başkanı, Türkolog Mikhail Meyer televizyon programında Ermeni efsaneleri hakkında yaptığı açıklamalar büyük skandala neden oldu. O Ermeni soykırımına ait soruya şöyle bir yanıt verdiydi: “Bu biz ortak sorunumuzdur. 1915 yılında Türkiye’de 1.5 milyon Ermeni vardı. Fikrimizce 1.5 milyon Ermeninin katledilmesini söylemek doğru değildi. Onların katledildiğimi söylemek yanlış fikirdir. Şöyle ki, sonuçta Ermeniler Tehcir, savaş bölesinden çıkarılma sırasında vefat etmişler”. Bu konuşma Ermeni diasporasının öfkesine neden oldu. Fakat olgular M.Meyer’in haklı olduğunu onaylıyordu.

1987 yılında Khudojstvennaya Literatura yayınevinde Gümüş Dönem şairi, Petersburglu SErgey Gorodetski’nin iki ciltten oluşan eseri yayınlandı. İkinci ciltte ünlü şairin katıldığı 1916 yılı Türkiye olaylarına ait Semiramida Bahçeleri ve Kıpkırmızı Kasırga adlı eserleri yayınlandı. Romandan ve anılardan bir parçayı suınuyoruz.

Şair Ovanes Tumanyan’la görüşmesiyle ilgili yazısında S.Gorodetski yazıyor: “1996 yılının bahar aylarında ben Russloye Slovo muhabiri kimliğiyle Tiflis’e gittim”.

Bir süre sonra o Van şehrine gitti.

Rusların kolaylıkla zafer meydanlarını ve Kafkasya’yı terk etmelerine inanılır mıydı? Onların Çarın emriyle Kafkasya’ya taraf ilerlediklerine ve böylesine emrin yürürlükten düşmesi sonrası eve dönmeleri inanılacak türden değildi. Anıların ana konusu bu işte.

Semiramida Bahçeleri eserinin ikinci bölümü Gidiş adlanıyor. Bu bölümde Gorodetski “ikinci gidişi” anlatmış ve kendisi de gazete muhabiri kısmında tanıklık yapmıştır.

Van yazısından: “1916 yılının sonbahar aylarında istihbaratla Rus ordusunun Van’ı terk ettiği haberini aldık… en iyi at – unutulmaz Kürt – benim bölüğümde olduğundan yola devam etme olanağına ait bilgi edinmeyi ben üstlendim. Her an engeller ortaya çıkıyordu. Halksa burayı terk eden ordunun peşinden gidiyordu. En sonda furgonlarımızla biz gidiyorduk… Halkın 16.yılda gidişi 15. yıla göre daha feciydi”.         

Neden gidiyorlardı peki? Yazar bu soruyu şöyle yanıtlıyor: neden korkuydu. Rus ordusunun içinde yerli Müslüman nüfusu katleden Ermeni çeteleri vardı.

“Onların her birinin elinde tüfek vardı. Bende de vardı. Fakat ben onun kendiliğinden ateşlenmesinden çok korkuyordum. Ateş sesi çevrede olan dağların arkasından Kürtlerin saldırmasına neden olabilirdi. Paçavra parçalarına ve kemik atıklarına işaret ederek yoldaki birisine sordum: bu ne?

- Buradan insanlar geçti. Bu onların izi.

Ağaçta karga yuvaları da vardı.

O dedi: - Baksanıza, nasıl sağlamlar. Bunun nedeni işkencelere uğramış Ermeni kızlarının saçlarından yapılmaları”.

Fakat yazarın gördükleri ve anlattıkları bu sözlere zıttı. Gidiş bölümünden: “BU artık ikinci gidişti”. Yazar neden “kovulma” değil de “gidiş” kelimesinin kullanılmasını açıklıyor.

“İlk gidiş zamanı Kazak bölüklerinin Van şehrini almakla, eve dönmeye ve işlerimizi yoluna koymaya fırsat vereceklerine inanıyorduk. Böyle de oldu zaten. Çatışmalarda, göçlerde ve zor yolda on binlerce kayıp veren Van halkı evlerine döndü ve yakılmış evlerinde yaşamaya başladı… İlk gidiş zamanı çoğu Rusya’nın Ermenistan’a yardım edeceğini, orada yaşamak için yer ve yiyecek olduğunu düşünüyordu. Fakat Rusya Ermenistan’ında taşmaklar egemenlerdi. Onlar yardım için hiçbir hazırlık yapmamışlardı. Bu zaman halk ikiye parçalandı. Yarısı aşırımı geçmekle Sevan gölüne ve Erivanı’ye, orada uzak yerlerde yerleşmeye gittiler… İkinci yarısıysa vatandan ayrılamıyordu. Üç günlük yolda olan Ararat Dağının gözden kaybolmasından korkarak, Iğdır çevresinde sefil hayatı yaşıyordu”.

Bir yıl önce yapılmış birinci gidiş hakkında yazar şöyle yazıyordu: “Her karış toprak uğruna amansız çarpışma sonrası (çarpışmalara Kazaklar katılıyordu), birinci gidiş sırasında kazak bölüklerinin Van şehrini almakla eve dönmeye ve işlerimizi yoluna koymaya fırsat vereceklerine inanıyordu. Aynen de oldu. Çatışmalarda, göçlerde ve zor yolda on binlerce kayıp veren Van halkı evlerine döndü ve yakılmış evlerinde yaşamaya, yiyecek depolamaya, su arkları yapmaya başladı, sevmeye ve soy artırmaya devam etti”. 1915 yılı “soykırımından” sonra 1916 yılında “dönmek, su çekmek, sevmek ve soyunu artırmak” mümkün müydü?

Eğer her şey Ermeni tarihçilerinin yazdığı gibiyse, bu imkansızdır.

Kasırga siparişçileri

Türkiye Ermenistan’ında görülen trajedinin nedenleri Gorodetski tarafından “Kıpkırmızı Kasırga” eserinde belirtilmiştir. Bu kasırganın siparişçileri kimlerdir?

1917 yılı.

Bu zaman İngilizler General Arbatov’un başarılarından memnun değillerdi ve onlardan Urmiya yönünde Bane’ye hemen saldırılmasını talep ediyorlardı. Rica değil de, talep ediyorlardı.

Yazara göre, 1914 yılında Çarın ve generallerin amacı Konstantinapol’ün işgali fikriydi… Kafkasya cephesinin komutanı olan Nikolay Nikolayeviç kendisini büyük Rusya vatanperveri hesap ediyordu.

Gorodetski onu hakaretle “Girşka’nın (Grigori Rasoutin’in) Padişahı” adlandırıyordu. “o Fırat Nehirne çıkış perspektifiyle Van saldırısı hakkında düşünüyordu… ”  

 

 

DİĞER MAKALELER