Orta çağ dönemi Azerbaycanda tıp

Orta çağ dönemi Azerbaycanda tıp

Dönemini aşan tedavi yöntemleri

Ne yazık ki, bu gün İslam alemi her bir alanda eski gücünü kaybetmiştir. Orta çağlarda Doğu müslüman ülkeleri tüm dünyada ilmin ve kültürün merkezi olarak biliniyordu. Bilimsel çalışmalar her bir alanda en üst düzeye çıkmıştı. Tüm ilimlere vakıf olanlara filozoflar deniliyordu. Onlar ister dünyevi, ister dini konularda olsun otorite olarak biliniyorlardı. Bu anlamda ilk önce İbni Sinadan söz etmek gerekir. 980-1037 seneleri yaşamış olan büyük tabip İbni Sina tüm Doğu Ülkelerinde ve aynı zaman Azerbaycanda tıppın babası olarak biliniyordu. Onun eserelerinden olan "Tıp yasaları"nın en eski nüshalarından birisi Azerbaycan İlimler Akademisinin El Yazmalar Enistitüsünde korunmaktadır.

İbni Sinadan sonra  doğuda tıbbın gelişmesi Azerbaycana tesir ederek şifa ocaklarının, tabiplerin sayısını ve kalitesini yükseltti. Müslüman alimlerden İbn Cessar cüzzam hastalığının tedavi metodlarını keşfetti. İbn Natiq İsa döneminin en acımasız hastalığı olan vebanın tedavisini bularak binlerce insana hayat bahşetti. Kambur Vasım adlı bir tabip verem mikroplarını tespit ederek onun tedavi yöntemlerini buldu. İbn Ammar ilk defa göz ameliyatı yaparak cerrahiye alanında devrim yaptı. Ali ibn Abbas şişlikleri tedavi ederek insanlığa hizmet yaptı. Daha sonra İbn Nafısın küçük kan dolaşımını bulması, Ali ibn Rıdvanın ilk hastaneni kurması, İbn Baytarın eczaçılık kitabını yazması İslam dünyasında tıp bilimine farklı bir önem kazandırdı.

Ayrıca Cabir Şafinin kurduğu ilk kimya labaratoru, Fahreddin Razinin bulduğu ispirto, Akşemseddinin mikrop teorisi Azerbaycan tarafından ilgisiz karşılanamazdı. Zira Azerbaycan ekonomik ve kültürel yönden gelişmiş şehirleri özellikle Doğunun ilim merkezleri olan Bağdat, Nişapur, Şamda çıkan yenilikleri takip ederdi.

XIII-XIV asırlarda sadece Güney Azerbaycanda 67 hastane çalışmaktaydı. Hastanelerde tıp ve eczaçılık üzre uzmanlar çalışıyordu. XIV asrın başlarında Tebrizde "Darüş-Şifa" adlı ilim merkezi tahsis edildi. Burası tıp, dini-dünyevi bilim kurumları  ve rasathaneni içine alan  kampüs şehriydi. Burada Azerbaycanlı alim ve öğretmenlerle birlikte Çin, Surya, Hindistan, Mısır gibi ülkelerden gelen yabancı öğretmenler de çalışıyordu.

Söz edilen merkezde tıp tüm bilimlerden daha ön sıralardaydı. Akademinin bünyesinde 67 tedavi evi vardı. Merkezdeki ilk müteşekkil yapı "rüşdiyye"adlandırıldı. Burada 50 doktor ve onların yardımcıları çalışıyordu. Tıbbın tüm bölümleri ve hatta diş tedavisi üzre bu mekanda uzmanlar yetiştiriliyordu. Akademide bir kaç eczane ve doktorların oturduğu evler vardı.

XV asırda Azerbaycan hakimi Sultan Yakup Tebrizde "Yeddi cennet"sarayını inşa etti. Bu sarayda 1000 yataklı hastane ve dünyanın her bir yerinden özellikle Hindistan  ve Çinden getirilmiş dermanların bulunduğu eczane vardı. Bu hastanede uzman doktorlar çalışıyorlardı.

 

 

DİĞER MAKALELER